içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE BODRUM KALESİ-39

 

Fransız Kulesi’ne son şeklini veren Bodrum Kalesi Kumandanı Jean de Sacconin, düştüğü esaretten nasıl kurtarılmıştı ? 

 

Önceki bölümlerde belirtildiği gibi 1450 senesinin  Bodrum Kalesi(Château Saint-Pierre) Kumandanı, Jean Sacconin adlı bir Fransız Şövalye idi.   Komutan Sacconin, Fransa Auverge-Pravieux’dan soylu bir aile mensubuydu. Kale’deki Fransız Kulesi’nin kuzeydoğu köşesinde yeralan ve  üzerinde "bilgeliğe alışmış" olarak tercüme edilebilecek Yunanca kitabesi olan armalı rölyefin aileye ait Pravieux à Pouilly-lès-Feurs’daki şato rölyefi ile birebir aynılığı soy ve ülkesi hakkındaki bilgileri doğrulamaktadır. Sacconin, Rodos St. Jean Şövalyeleri Grand Master’ı Jean de Lastic tarafından 25 Şubat 1450’de Bodrum Kalesi’ne atanmış, arkasından çok dilli Kale’deki emir komuta sisteminin gevşekliğinden olsa gerek herkesin ona mutlak itaati için ayrıca bir emir yollanmıştı. 

 

 

Ancak aradan geçen 8 aya rağmen arzu edilen disiplinin sağlanamaması nedeniyle 28 Eylül’de bu kez Bodrum Kalesi’nin iç dünyasına ilişkin nizam intizama, papalık ve GM’lık tüzüğü, talimatlar, gelenekle, teamüllere ne kadar uyulup uyulmadığı, hangi kuralların ihlal edildiği gibi husularda ciddi bir araştırma yapıp rapor hazırlamasını istemişti ondan(1*)

 

Belgelere dayanan bu tespitler, Sacconin’in disiplinli, sert, savaşçı bir komutan mizacına sahip olmadığını gösterse de ilerki yıllarda başına gelecek vakıalar ve mareşalliğe kadar yükselmesi mizacının değiştiği yönünde alamet olarak değerlendirilebilir. 

 

 

Sacconin, görevinin ilk yılında kendinden önceki komutanlar gibi Bodrum Kalesi’nin(St. Pierre) bitmek bilmez savunma tahkimat ve inşaat işleriyle meşgul olmuştu. GM Naillac zamanında inşaatına başlanan Fransız Kulesi’nin yükseltilmesi işi de bunlardan biriydi. Finansal olarak 1410’lu ilk kampanya ve 1420-1450’ye kadarki ikinci kampanyadan sonra bu üçüncü  ve son kampanyaydı. Kulenin yükseltilmesi için lazım olan taş ve kirece dönüştürülecek mermer parçaları harabe Halikarnas’ın heryerinde bol miktarda vardı. Taş ve duvar ustaları ise adalar halkındandı.

 

 

Bodrum Kalesi de dahil Rodos Şövalyeleri’nin hükmettiği ada yerleşimlerindeki inşaat ustalarının hemen hepsi yerel ahaliden kimselerdi. Örneğin Rodos Ortodoks Kilise’nin baş rahibi Jean Morelli, aynı zamanda ünlü bir duvar ustasıydı. Öyle ki kimi kaynaklara göre onun uhdesinde çalışan işçiler arasında eskiden beri varolagelen  koordinasyon ve işbölümü sayesinde hiç bir işin aksamadığı yazılıdır. Rodos surlarına yerleştirilmiş bir Kitabe ise başka bir ustadan bahsetmektedir. Ustaların ustası Manolis Kountis'in hayranlık uyandırıcı işleri hem Grekçe hem de İtalyanca kazılıdır sur taşlarına. Grekçe bu kitabe, "Rodos'un bugünkü surlarını yapan usta benim.” şeklinde  birinci tekil şahıs ağzından yazılmıştır.  Rodos St. John   Şövalyeleri hükümranlığı altındaki  Dodecanese(12 Adalar) dünyasının elbette başka ünlü ustaları daha vardı.

 

 

1452'de Hagios Nicolaos Kilisesi’nin onarım ve genişletme işini yapan Michalis TangrisBodrum Kalesi’nin yapımında emeği geçmiş olan ve “Turco” olarak bilinen Georgios Singan bu ustalardan bazılarıydı. Saconin de diğerleri gibi muhtemelen dönemin ünlü ustalarıyla çalışmıştı o da esirleri ve yoksul yerel ahaliyi niteliksiz işlerde kullanmıştı.(2*)   

 

 

Saconin’in Fransız Kulesi’ni ne kadar yükselttiğini görmek için bugün Kule’nin üst kısımlarına dikkatlice bakıldığında 1450 sonrasının işçiliğinin 1/4 oranında olduğu çok kolay anlaşılacaktır. Kule’nin deniz seviyesinden itibaren yüksekliği 47,5 metre Zephyrion kayalıklarının yüksekliği yer yer 30 metredir. Kule, 3 katlı olup zeminden yüksekliği 22,6 metredir. (3*)

 

 

 

Duvar yazılarına gelince, bilindiği gibi Bodrum Kalesi duvarlarında 250 civarında armalı rölyef, bir o kadar da kitabe vb bulunmaktadır.  Ortaçağ tarihçisi Anna-Maria Kasdagli bir makalesinde Bodrum’daki kitabe ve duvar yazılarını Rodos’takilerle karşılaştırıp Bodrum'dakilerin daha net, kişisel zevk ya da bakışı yansıttığı, hatta motto gibi olduğunu  Rodos'un duvarlarındakilerin ise  oldukça ölçülü, dil rekabetini ya da farklı Hrıstiyanlık inançlarını yansıttığını belirtmiştir. Kaşdagli’nın Bodrum Kalesi duvarlarındaki kitabe ve özlü sözlere ilişkin yorumu şöyledir:

 

 

“Bodrum’da okunabilir düzeyde 42 yazıt hayatta kalmış olup bunların hepsi hanedanlık armaları, GM’lar ve kale kaptanları tarafından yapılan inşai işlerini anmakla alakalıdır. Genellikle zambak ve gül gibi oymalar ve farklı yazı türlerinin kombinasyonları ile süslenmiş olup onları görevlendirenlerin bireysel zevklerini önemli ölçüde yansıtmış olmalıdırlar. Bunlara çok sayıda grafiti eklenebilir. Latin Hıristiyanlığı’nın uç sınırlarında izole edilmiş bir ileri karakol olan Bodrum Garnizonu’ndaki yazıtlar ki nispeten çok sayıda armadan(yaklaşık üç yüz) oluşuyor, Şövalyeler Düzeninin doğasına bir cevap gibi görünüyor: Bir karşılaştırma yapıldığında  kapılar ve kulelerin azizlerle adlandırıldığı Rodos duvar yazılarının oldukça ölçülü olduğu,  ancak Bodrum'da olduğu gibi Hıristiyan inancına dair herhangi bir çağrı bulunmadığı  aşikardır (bkz. In Domino Confi do, Spes Mea Est In Deo, Cum Christo Vigilamus et In Pace Requiescamus, Propter Catholicam Fidem Tenetur Locum Istum vb. = “rabbime güveniyorum”, “ümidim tanrıdır”, “Yüce Mesih İsa’nın koruması altında Katolik inancımızla gözetleme yapıyor ve huzur içinde yatıyoruz”).

 

 

Bodrum'daki bazı yalvarış, yakarışlar motto olabilir (bkz. Jacques Gâtineau'nun “In Deo Conf do”), ancak en azından sonraki dönemde, Rodos duvarlarına hanedanlık armaları yerleştirmeyi ayrıcalık olarak gören GM’lar, inançlarını benzer bir şekilde tanıtmayı uygun görmedi...Rodos'taki yazıtlar daha karmaşıktır. Kasaba, önemli bir ticari ve idari merkezdi. Latin unsurunun güçlü bir şekilde temsil edildiği ve politik olarak baskın olduğu karma bir kentsel nüfusa sahipti. Bizans Grekçesi, Latince ve Lombardcadan oluşan karma dilleri vardı. Şövalyelerin mensubu olduğu hanedanlık armalarının yaygın kullanımı(yaklaşık sekiz yüz kalkan çoğu kasabada yaşıyor) kısmen farklı uluslardan bireyler arasındaki rekabetle veya yetkililerin önemlerini vurgulama hevesleriyle açıklanabilir ama Bodrum'daki görece daha zorlu, tehlikeli koşullar altında buradaki Şövalyelerin kendilerini olabildiğince güçlü lanse etme duygusu, maneviyatlarından da kaynaklanmış olabilir. Tahkimatlardaki armaların çoğu ve bütün yazıtlar Şövalye Devlet Düzeni’nin GM eserlerini anmaktadır...” (4*)

 

 

Anna-Maria Kasdagli’nin örnek verdiği "Cesaretimi geri kazandım" şeklindeki  hiç dini içeriği olmayan kitabe herşeyi anlatmaktadır aslında.  

 

 

Bodrum Kalesi Kumandanı Jean de Sacconin’in inşai işlerle uğraştığı sene Levant deryasının özneleri durumunda olan  Rodos Şövalyeleri ile  Memlükler, Osmanlılar, Cenevizliler  arasında eskisine göre daha az çatışma ve sorun yaşandığı bir seneydi. Osmanlılarının Balkanlarda genişlemesinden fazlasıyla endişe duyan Papa Nicholas V, Rodos’taki GM Lastic’in  anlaşmalar yoluyla sağladığı görece barış ortamından hiç memnun değildi, bu yüzden gönderdiği sert bir mektupla onu kınamıştı. Lastic, korsanlık yoluyla elde edilen malların Rodos limanına boşaltılması ve satışını yasaklamış, Müslüman devletlerin Hıristiyan tüccar tebaalarını Rodos'a yerleşmeye davet etmiş, hatta uzun yıllar sonra İskenderiye'ye yeniden Rodos konsolosluğu bile açmıştı. Savaşın ticarete zarar verdiği gerçeğinden hareket eden Aragon Kralı, Papalığın aksine GM Lastic gibi düşünüyordu(5*).

 

 

Öte yandan, Levantta güvenlik ortam ve iklimini oluşturma çabalarına rağmen asırlar boyunca kadim hayat tarzı, meslek, sektör haline gelmiş  korsanlık ve deniz haydutluğu faaliyetlerini durdurmak mümkün olamıyordu. Katalan korsanlığı, özellikle 1451’den sonra St. John Şövalyeleri’nin  pozisyonunu sık sık tehlikeye atmıştı.  Kastellorizo(Meis), Kral Alfonso'un kontrolüne girmişti ve Rodos, barış-huzur ahitlerinin gerektirdiği gibi davranmayan bu İspanyollar yüzünden hem korsan yağması malların pazarı hem de deniz haydutluğu  saldırılarının planlandığı operasyon üssü haline gelmişti(6*).

 

 

Rodos dünyasının stratejik ve kopmaz parçası olan Bodrum Kalesi(Château Saint-Pierre)  ise Nicolas Vatin kaynaklı bilgilere göre esir ticaretinin merkezi konumundaydı(7*). Ne garip tezahürdür ki sandıklar dolusu fidyenin döndüğü çarkın en tepeside sorumlu olan Kale Komutanı Jean de Sacconin’in kendisi, bir seyri sefer esnasında Türklerin baskınına uğrayıp esir düşmüş ve kendisinden çok uzun süre haber alınamamıştı.(1*age)

 

 

Rodos St. John Şövalyeleri’nin başı olan GM Lastic’in, Bodrum Kalesi Komutanı Jean de Sacconin   ile  devriye kadırgasının denizci ve savaşçıları  olan İngiliz ve İtalyan şövalyelerin kimler tarafından esir alındığını öğrenmesi öyle kolay olmamıştı. Öncelikle bir zamanlar kendilerine ikamet, vergi, ticaret gibi konularda Rodos’ta bazı ayrıcalıklar verdiği tüccarlarla temas kurmuş ve şövalyelerin Türk korsanlar tarafından bir deniz baskınında esir alındıkları bilgisini edinmişti. Bu tüccarlardan Kıbrıslı Stephen, Rodos’ta satacağı tekstil için bir depo tutmuş, ardından veresiye mal satmış, ancak alacaklarını tahsil edemez hale gelince Şövalyelerden yardım istemiş biriydi. Suriyeli Tüccar Anthony Masota ise aynı zamanda  Rodos vatandaşlığı kazanmıştı. Bir başka Suriyeli ise Mark

 

Salvatore’ydi. Tüccar Salvatore, sadece kendi hesabına iş yapmıyor aynı zamanda ilişkide olduğu bazı tüccar şövalyelere de mal taşıyordu. Bu yüzden de saygın kişi ilan edilmiş ve devriye filolarına onun korunması için talimatlar verilmişti.  Duyduklarını şövalyelere iletme, istihbarat toplama ve düzenli bilgiler vermeye yemin etmiş olan Tüccar George Suriano'ya ise köle, tekstil, hububat ticareti için  önemli kişi, ayrıcalıklı statü ve dokunulmazlık sahibi olmuştu. Rodos Dünyası ile irtibatlı olan tüccarların hepsi Levanttan değildi elbet. Bunların içinde Valencia asıllı  Müslüman tüccar Sidi Galip Ripolli gibi Endülüslü olanlar da vardı. Sidi Galip, Valencia’dan Mağrip’e, Babil’e kadar teşkilatlanmış acenteleri aracılığıyla geçmişte 5 Hristiyan esiri kurtardığı için en imtiyazlı en saygıdeğer tüccarların başında geliyordu. Şövalyeleri’nin başı GM Jean de Lastic, işte bu adama 6 Mart 1453'te  bir mektup yollamış ve esir şövalyelerin izini bulup onların kurtarılması için fidye konusunda aracılık yapmasını istemişti. İz süren Sidi Galip, 29 Ekim'de aradığı esirlerin Türk korsanlar tarafından Mağripli korsanlara satıldığını öğrenmiş,  hemen sonra  doğruca Afrika Trablus'una gitmiş, en nihayetinde onları bulmuş ve çok büyük gayretler sonucunda GM Lastic’in istediği gibi İskenderiye'ye göndermeyi başarabilmiş, böylelikle  Kumandan Sacconin ve şövalyelerin hepsi birlikte özgürlüklerine kavuşmuştu.(7*)

 

 

 

Yukarıda da değinildiği gibi Bodrum Kalesi içindeki en yüksek kule olan  Fransız Kulesi, Komutan Şövalye Sacconin  tarafından en son haline ulaşmıştır. Mimari Tarihçi Katerina Manoussou-Ntella, GM Philibert de Naillac Kuleleri çalışmasında  karakteristik tespitler yapmıştır. Fransız Kulesi üst kısmının ortaçağ döneminde yıkılıp yeniden inşa edildiğini, ancak yine de köşelerin orjinal morfolojisini koruduğunu belirtmiştir. Bahsedilen yıkım, 1770 Çeşme Savaşı sonrası yıllarda 1773-4’te Ege’yi dolaşan Rus Donanması’nın  bombardımanı sonucunda oluşmuştu. Kulelerdeki hasarın yanısıra Cami’nin de üst yarısı da yıkılmıştı. Önemli bir diğer hasar ise 1.Dünya Savaşı sırasında gerçekleşmişti.(8*)

 

 

 

Devam edecek...

mehmet çilsal-tarih araştırmacısı

Bodrum

 

KAYNAKLAR

1*- Contributions de trois commandeurs de la langue d’Auvergne aux fortifications du Lango et du Château Saint Pierre (note d'information)- Monsieur Prof. Jean-Bernard de Vaivre

2*-ARCHİTECTURE OF RHODES by Prof. Anthony Luttrell

3*-BODRUM KALESİ-Mustafa Servet AKPOLATOrta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Bölümü Lisans üstü Tez Çalışması

4*- HOSPİTALLER RHODES: The Epigraphic Evidence  by Anna-Maria Kasdagli

5*-NEGOTIATION AND WARFARE: THE HOSPITALLERS OF RHODES AROUND

AND AFTER THE FALL OF CONSTANTINOPLE (1426–1480) by Pierre Bonneaud 

6*- RELIGION, WARFARE AND BUSINESS IN FIFTEENTH-CENTURY RHODES by Maria Elisa Soldani/Daniel Duran Duelt

7*-THE HOSPITALLERS, THE MEDITERRANEAN AND EUROPE by Anthony Luttrell, Edited by Karl Borchardt-University of Wurzburg, Germany by Nıkolas Jaspert- Ruhr-Universitat Bochum, Germany Helen J Nıcholson, Cardiff University, UK.

8*-LE PAYSAGE CULTUREL ET LES MONUMENT/SYMBOLES DISPARUS DE LA VILLE DE RHODES by Katerina Manoussou-Ntella

 

 

Bu yazı 8762 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum