içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Deprem, Seçim ve Meşruiyet!

Öncelikle ülkemizi de derinden etkileyen deprem felaketinde binlerce vatandaşımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisinde, neye üzüleceğimizi bilemez duruma geldik ne yazık ki…

Depremde o kadar vatandaşımızı kaybettiğimize mi üzülelim, , depremzedelerin acılarını dahi yaşamasına izin verilmeden içine düştükleri duruma mı ,ihmaller zincirine mi , mevcut hukuk düzeninde belki de sorumluların bir çoğunun hesap vermeyeceğine mi ????

Nerden baksan tutarsızlık …

Deprem felaketi dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen ve Resmi Gazete'de yayımlanan depremden etkilenen 10 ili kapsayan olağanüstü hal (OHAL) kararıyla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. OHAL ilanıyla birlikte akıllara gelen sorulardan biri de elbette önümüzdeki aylarda yapılması gereken genel seçimlerin yapılıp yapılamayacağı oldu.

5 yılda bir gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimi en son 2018 yılında 24 Haziran günü yapıldı. Dolayısıyla en geç haziran ayında bu seçimlerin yapılması gerekmektedir.

 

Peki bu seçimler yapılmalı mı yoksa ertelenmeli ya da şu an bir seçim durumunun içine girilmeli mi, seçimi konuşmanın zamanı mı?

Bu sorular silsilesini daha da sıralayabiliriz.

Buna gerek var mı?

Evet… Belki de, şu an en gerekli olduğu zamandayız.

Öncelikle unutulmaması gereken yegane durumun ‘Seçimin, meşruiyetin kaynağı’ olduğudur.

Seçimlerin yapılması o kadar önemli bir husustur ki mevcut anayasamız yapılamama hallerini açıkça düzenlemiş ve sadece bir sebeple erteleme kararı alınabileceğine yer vermiştir.

 Peki nedir bu sebep?

 

 

Anayasa Madde 78 der ki: “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.”

Yani sadece ‘savaş hali’ durumunda erteleme kararı verilebilir.

Öte yandan sadece savaş halinin yetmeyeceği bu savaş halinin, aynı zamanda seçimlerin yapılabilmesine de imkan tanımaması gerekmektedir.

Seçimi erteleme yetkisinin ise açıkça TBMM’de olduğu hususu düzenlenmiştir.

Bu yetkinin Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla kaldırılabileceğine ilişkin yorumlar normların nasıl anlaşılmaması gerektiğine ilişkin çarpıcı örneklerdir.

 

Yanlış ve tehlikelidir.

 Anayasamız çerçevesinde mevcut OHAL durumunun bu kapsamda olmadığı aşikardır. Yapılabilecek diğer tüm yorumlar zorlama olup açıkça anayasaya aykırılık teşkil etmektedir.

Günümüz teknolojisiyle seçmen kütüklerinin ve diğer tüm işlemlerin yapılabilmesi oldukça kolay yöntemlerle çözülebilmektedir. Seçime kadarki süreçte tüm bunlar halledilebilecek sorunlardır.  Bunun yerine seçimlerin ertelenmesi, anayasanın katli anlamına gelecek olup meşruiyeti de yerle bir edebilecektir.

Mevcut hükümetin, güven tazeleyip tazeleyemeyeceğine halk karar verecektir.  

Ülkedeki işleyişin halkın iradesine uygun bir şekilde gerçekleştirilebilmesi adına seçimlerin zamanında yapılması elzemdir.

Bu yazı 21303 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum