içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İkizköylüler'in orman mücadelesine Emrah Tezer'den dronelu destek

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy sınırları içerisinde 700 dönümlük Akbelen ormanlarının kesilmemesi için bayramda nöbetlerini sürdüren köylülere büyük destek Bodrum’da yaşayan doğa ve bisiklet sporları derneği kurucusu ve yöneticisi Emrah Tezer’den geldi.

İkizköylüler'in orman mücadelesine Emrah Tezer'den dronelu destek
Haberi Sesli Dinle

Tezer yaklaşık iki saatlik drone çekimleri ile felaketin boyutunu gözler önüne sererken anterhaber'e konuştu, Tezer “Kömürden enerji üretmek kısa vadede çözüm, uzun vadede felaket demek. Maden sadece insan yaşamını değil, denizlerimizi, ekolojiyi, iklimi her şeyi bitirecek. Bu işin ucuz ve kolay yanı. Bölgenin rüzgarı ve güneşi çok fazla acil olarak enerjide bu iki unsura yönelmek gerek” diye konuştu.

 

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de bayramdan bir gün önce Orman işçilerinin çam ağaçlarını kesmeye başlaması ile birlikte kesime engel olan köylüler çadır kurarak ormanın çeşitli yerlerinde nöbet tutup ormanlara girişi engellemeye çalışmaya devam ediyorlar.

 

 

 

DRONE ÇEKİMLERİ  FACİANIN BOYUTUNU GÖZLER ÖNÜNE SERDİ

 

Türkiye’nin dört bir yanından İkizköylülere destek yağarken Bodrum Bisiklet ve Outdoor Sporları Derneği Başkanı  47 yaşındaki Emrah Tezer İkizköy’e giderek drone çekimleri yaptı. Yaklaşık iki saat süren çekimler termik santrale kömür sağlayan ocakların köyün ve ormanlık alanın sınıra nasıl gelip dayandığını ve civar köylerdeki ormanlık alanların nasıl yok olduğunu gözler önüne serdi.

 

KISA VADEDE ÇÖZÜM UZUN SÜREDE FELAKET DEMEK

 

Tezer yaptığı açıklamada termik santrallere enerji için kömür çıkmanın ucuz ve en kolay yol olması ve rant uğruna tercih edildiğini belirterek “Kömürden enerji üretmek kısa vadede çözüm, uzun vadede felaket demek. Maden sadece insan yaşamını değil, denizlerimizi, ekolojiyi, iklimi her şeyi bitirecek. Bu işin ucuz ve kolay yanı. Bölgenin rüzgarı ve güneşi çok fazla acil olarak enerjide bu iki unsura yönelmek gerek. Çünkü kömürü kullanan termik santraller soğutma sbuyunuda direk denize boşaltıyorlar. Burada sadece insan hayatı değil, tarım, ekoloji, doğa, yüzlerce kuş ve bitki türü ve denizimiz yok oluyor. Kömür uğruna onlarca doğal ve kültürel zenginliğimizi  insanımızın hayatını feda ediyoruz, değermi?” diye konuştu.

 

 

MUĞLA 40 YILDIR KÖMÜRÜN KARASINDA MÜCADELE VERİYOR YETER ARTIK

 

İkizköy Çevre Komitesi gönüllüsü Deniz Gümüşel bugün yaptığı açıklamada “İkizköylüler olarak 20 yıldır çalmadığınız, çırpmadığınız birşey kalmadı şu güzelim memlekette. Geleceğimizi talan ettiniz, diyoruz. Çocuklarımıza bırakma gayreti içinde olduğumuz yeşile, maviye, oksijene dahi göz diktiniz.

Doymadınız kendinizin ve yandaşlarınızın cebini doldurmaya. O saf, temiz köylülerin evlerini, köylerini, topraklarını üç kuruşa istimlak ederek ellerinden aldınız, kazmayı vurdunuz, ormanlara acımadan önünüze ne gelirse kestiniz, ezdiniz geçtiniz. Enerjiye elbette karşı değiliz ama insana, doğaya daha az darbe vuran enerji kaynakları varken sizler kolay ve rant yolunu seçiyorsunuz. Gün gelecek gideceksiniz ama sizleri unutmayacağız. Muğla 40 yıldır kömürün kara gölgesi altında yaşıyor. Kıyı şeridini plansız turizm yok ederken, Muğla'nın kırsalı ise devasa kömür ocakları ve 3 termik santral yüzünden nefes alamıyor. 1980'ler, 1990'larda Yatağan ve Gökova santrallerine karşı yürütülen çevre mücadelesi Türkiye'nin çevre hareketi için çok önemliydi. Ama yıllar içinde kamu eliyle toprakları ellerinden alınan, göçe zorlanan, kirli havanın, suyun, toprağın zehrine maruz kalan yöre insanı yalnızlaştı öğrenilmiş bir çaresizlikle kömürü sineye çekmeye başladılar.

Bugün Milas İkizköy'de olanlar o yüzden çok önemli. İlk kazmanın vurulmasından 40 yıl sonra İkizköylüler "Artık topraklarımızı, ormanımızı kömüre vermeyeceğiz" diyorlar. O öğrenilmiş çaresizlik halinden silkindiler ve tam 2 yıldır kamulaştırmaya, topraksızlaştırmaya ve ormansızlaştırmaya karşı, hem de bugünün siyasi ortamında büyük bir dirençle mücadele ediyorlar. Karşılarında LİMAK, IC İÇTAŞ, şirketlerle yoldaş, kendi yurttaşına sırtını dönmüş bir kamu var olmasına rağmen insanca yaşam için direniyorlar” diye konuştu.

 

 

SANTRALLER ÇALIŞMAYA VE CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR

 

Gümüşel açıklamasının devamında ise “Tarım yapacağız, zeytin üreteceğiz, bu toprakları terk edip kente göç etmeyeceğiz diyorlar. İklim krizi diyorlar, ormansız olmaz diyorlar. Ellerindekinin kıymetini bilerek söylüyorlar bunları. Aşağıdaki haritaya iyi bakın. Sağ alt taraftan İkizköy'ün ormanına, zeytinliğine, tarlasına adeta parçalamak için başını uzatmış canavar kömür madeni. Güneydoğu hattında kesintisiz tam 15 km Gökova Körfezi'ne kadar uzanıyor. Az altta, 7 km ötede Yeniköy, 15 km ötede Kemerköy santralleri çalışmaya, can almaya devam ediyor...

Şimdi İkizköylüler bu canavarın önüne bir set çektiler. Umuttan bir set.Dirençten  bir set. Dayanışmayla örülmüş bir duvar çektiler. İkizköy Direniyor! Siz de İkizköy'ü takip edin ve destekleyin. Umutla dolacak içiniz, size de iyi gelecek” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

 

Tarih: 23-07-2021

FACEBOOK YORUM
Yorum