içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

ÇED raporlarındaki “OYUN” böyle yakalandı

Sayıştay denetçileri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2020 yılı faaliyetleriyle ilgili yaptıkları denetimde, bazı işletmelerin daha az idari para cezası ödemek için ÇED sürecinde proje bedellerini düşük gösterdiğini ancak buna rağmen ilgili bakanlığın bu konuda kontrol mekanizmasını işletmediğini tespit etti.

ÇED raporlarındaki “OYUN” böyle yakalandı
Haberi Sesli Dinle

ÇED süreci başlamadan ya da bu süreci tamamlamadan faaliyete geçen firmalara proje bedelinin yüzde ikisi oranında para cezası verilmesi gerektiği anımsatılan Sayıştay raporunda,  “İdare tarafından kesilen para cezası tutanakları ve eki belgeler incelendiğinde, birçok işletme tarafından proje bedellerinin olması gerekenden düşük beyan edildiği ve İdare tarafından proje bedellerinin kontrolüne ilişkin bir mekanizma işletilmediği anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

 

Yusuf Yavuz'un Odatv. com haber sitesinde bugün yayınladığı haberinde, Sayıştay denetçilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2020 yılı faaliyetleriyle ilgili yaptıkları denetimle ilgili hazırlanan rapor yayımlandı. Eylül 2020 tarihli raporda, yatırımların çevre üzerindeki baskısını denetlemeyi ve olumsuz etkileri en aza indirmek amacıyla yürütülen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinde idare tarafından yapılan hatalı uygulamalarla ilgili tespitlere de yer veriliyor.

 

BAKANLIK FİRMALARIN EKSİK BEYANLARINI KONTROL ETMİYOR

 

Sayıştay’ın 244 sayfalık denetim raporunda, yatırımcı firmaların ÇED sürecinde proje bedellerini düşük göstererek daha az para cezası ödeme yoluna gittiklerini, Bakanlığın ise firmaların eksik beyanlarını kontrol etmediği tespitine yer verildi.

 

FİRMALARA GEREKENDEN AZ CEZA HESAPLANIYOR

 

ÇED sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere, yapılan proje bedelinin yüzde ikisi oranında idarî para cezası verilmesi gerektiği bilgisine yer verilen Sayıştay raporunda, “Ancak, İdare tarafından kesilen para cezası tutanakları ve eki belgeler incelendiğinde, birçok işletme tarafından proje bedellerinin olması gerekenden düşük beyan edildiği ve İdare tarafından proje bedellerinin kontrolüne ilişkin bir mekanizma işletilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, ÇED sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçen işletmelere ceza verilirken, ceza tutarları proje bedellerinin yüzde ikisi üzerinden hesaplandığından, olması gerekenden daha az ceza hesaplanmaktadır” denildi.

 

SİSTEMDE ÇED KARARLARINA İLİŞKİN VERİ ALINAMIYOR

 

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetim Sisteminde, ÇED kararlarına ilişkin bilgilerin entegre bir şekilde yer almadığı bulgusuna da yer verilen Sayıştay raporunda, “Çevrimiçi ÇED Yönetim Sistemine (e-ÇED) girildiğinde, başvuru yapılan alana veya çevresine ilişkin veri alınamadığı görülmüştür. Bu durum, başvuru yapılan alanda daha önceden ÇED kararı verilmişse entegre bir değerlendirme yapılamamasına sebebiyet vermektedir. Aynı zamanda, Bakanlık tarafından yapılan düzenlemelerin İl Müdürlükleri tarafından da bütünleşik bir şekilde görülememesi sonucu değerlendirmelerin eksik ya da hatalı yapılması ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Belirtilen sebeplerle, e-ÇED sisteminde başvuru yapılan alana ilişkin alınan tüm kararların görülebildiği entegre bir sistemin kurulmasının uygulama birliğinin sağlanması ve doğru veri üretilmesi açısından önemli olduğu değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verildi.

 

İŞLETMELER YATIRIMI PARÇALARA BÖLEREK ÇED’DEN KAÇIYOR

 

Yapılan denetimlerde çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren bazı işletmelerin ÇED sürecinden kaçınmak için kapasitelerini düşük gösterdiği bilgisine yer verilen Sayıştay raporunda şu tespitlere yer verildi:

“Yapılan incelemede, yatırımcı kişi ya da kuruluşların, ÇED sürecinde EK-1 listesine girmemek, EK-2 sınır değerleri içinde kalıp ‘ÇED gerekli değil’ kararı alabilmek ya da kapsam dışı kalabilmek amacıyla, kapasitelerini ya da ÇED sahalarını olduğundan farklı göstermek için, yapacakları yatırımı parça parça işletecek farklı isimlerdeki şirketler üzerinden ya da bitişik ve işletmecisi aynı olan ruhsat sahalarından ayrı ayrı sundukları belgelerle kapsam dışında veya EK-2 sınır değerleri içerisinde kalacak şekilde bir uygulamaya yöneldiği görülmüştür. Dolayısıyla, normalde ÇED raporu hazırlaması gereken bir işletme, faaliyetini bölerek EK-2 listesi sınırları içerisinde kalarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ile faaliyete başlayabilmektedir. Söz konusu uygulamanın, özellikle madencilik, balıkçılık ya da güneş enerjisi alanlarında faaliyet gösteren işletmeler tarafından gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Belirtilen sebeplerle, ÇED karar sürecinde kapasitelerini olduğundan daha düşük göstermeye çalışan yatırımcı kişi ve kuruluşların daha dikkatle değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.”

 

YÖNETMELİĞE UYMAYAN KONUT FİRMASINA CEZA UYGULANMADI

 

Konut projelerinde mevzuat çerçevesinde izlenmesi gereken ÇED süreçlerinin izlenmediğinin tespit edildiği belirtilen Sayıştay raporunda, “İzmir İli Menemen İlçesi, Atatürk Mah. 5128 ada, 13 parsel üzerinde bulunan 399 adet konut projesinde, ÇED Yönetmeliği hükümlerine uyulmamasına rağmen İdare tarafından bir işlem yapılmadığı görülmüştür. Ayrıca, İdare tarafından da Yönetmelik hükümlerine uygun hareket etmeyen firmaya para cezası verilmesi gerekirken, herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, ÇED Yönetmeliği kapsamında sorumluluklarını yerine getirmeyen firmaya ilişkin, İdare tarafından Kanun ve Yönetmelik’te öngörülen hükümlerin uygulanması gerektiği değerlendirilmektedir” denildi.

 

YENİLENEBİLİR ENERJİ FİRMALARI LİSANSSIZ ÜRETİM YAPIYOR

 

Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında yer alan enerji üretim tesisleri üzerinde yapılan incelemede, tesislerin bir bölümünün Geçici Faaliyet Belgesi ya da Lisans almadan faaliyet gösterdiği bulgusuna da yer verilen Sayıştay’ın denetim raporunda, şöyle denildi:

“Yönetmelik kapsamında çevre iznine veya çevre izin ve lisansına tabi işletmeler, çevresel etkilerine göre Ek-1 ve Ek-2 listelerinde sınıflandırılmıştır ve Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan işletmelerin, faaliyette bulunabilmeleri için, öncelikle geçici faaliyet belgesi almaları gerekmektedir. Geçici faaliyet belgesi alan işletmeler belge tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde çevre izin veya çevre izin ve lisans belgesi almak zorundadır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan alınan 2019 ve 2020 yıllarında faaliyet gösteren tesislerin listesi ile İzin ve Lisans Daire Başkanlığından alınan verilerin karşılaştırılması sonucu, bazı tesislerin geçici faaliyet belgesi ya da lisans almadan faaliyette bulunduğu tespit edilmiştir.

 

 BELGE ALMAYAN ENERJİ FİRMALARINDA DENETİM YAPILMALI

 

Geçici faaliyet belgesi veya çevre izin belgesi almayan söz konusu işletmelere İdare tarafından 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri uyarınca gerekli yaptırımların uygulanması gerektiği, ayrıca rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, biyokütle enerjisi, biyokütleden elde edilen gaz (çöp gazı dâhil) enerjisini kullanarak elektrik üreten tesisler üzerinde gerekli denetimlerin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.”

 

70 BİN PROJEDEN SADECE 54 TANESİNE OLUMSUZ GÖRÜŞ VERİLDİ

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’nün resmi verilerine göre 1993 yılından 2020 yılına kadar kurumun denetimine sunulan ve çevre üzerindeki etkisinin denetlenmesi gereken toplam 69 bin 970 yatırımdan sadece 54 tanesine ‘olumsuz’ görüş verilirken, 63 bin 112 projeye ‘ÇED Gerekli Değildir’, 5728 projeye ‘ÇED Olumlu’, 1076 projeye ise ‘ÇED Gereklidir’ kararı verildi. Çevre üzerindeki baskıyı denetlemesi ve azaltması gereken bir bakanlığın resmi istatistiklerinde yer alan bu veriler bile Türkiye’nin doğal çevresinin nasıl bir tabloyla karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Sayıştay denetiminde tespit edilen bulgular ise bu olumsuz tabloya denetim ve yaptırımların yetersiz olduğu bilgisini de ekliyor.

Tarih: 03-10-2021

FACEBOOK YORUM
Yorum