içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Bodrum LÖSEV Tatil Köyü'nde çocuklar çok mutlu

Muğla’nın Bodrum ilçesinde hayırsever iş insanı Memduh Haciibrahimoğlu’nun 4 yıl önce LÖSEV’e (Lösemili Çocuklar Vakfı) bağışladığı otel LÖSEV Bodrum Çocuk Tatil Köyü oldu.

Bodrum LÖSEV Tatil Köyü'nde çocuklar çok mutlu
Haberi Sesli Dinle

Bodrum’da 10’a günlük dönemler halinde beş yıldızlı otel kalitesinde tatil yapan lösemili çocuklar tüm Türkiye’ye çağrıda bulunarak vakıfa destekte bulunulmasını istedi. LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer tatil köyündeki çocukların çalışmalarını ve vakfın amaçlarını anlattı.“Biz büyükler onlardan özür dilemeli ve kendimizi affettirmeliyiz. Çünkü onları biz elimizle lösemi ve kanser yaptık. Yedikleri, içtikleri her şeyin içerisinde, soludukları havada, kullandıkları suda, cep telefonu ve bilgisayarındaki kanserojenleri onlara biz veriyoruz. Bu nedenle Lösemili ve kanserli tüm çocuklarımızı yalnız bırakmamalı, saraylarda yaşatmalı ve altın çeşmelerden sağlıklı temiz sular, açık büfelerden canlarının istediği her şeyi yiyebilecekleri bir yaşam sunmalıyız. Bizim sözümüz sözdür, bir gün olacaktır” dedi. Lösemili çocuklar ve ailelerinin kamptaki mutluluklarını anterhaber.com fotoğrafladı.

 

Muğla’nın Bodrum ilçesinde otel işletirken iki kez kansere yakalan 78 yaşındaki iş insanı Memduh Hacıibrahimoğlu Turgutreis Mahallesi’ndeki 75 yataklı butik otelini LÖSEV’e bağışladı. 4 yıl önce yaşamını yitiren Hacıibrahimoğlu’nın Lösemili çocuklara bıraktıkları tatil köyünü gezdik, Lösemi tedavi gören çocukların ve ailelerin tatillerini paylaştık. Vakıf başkanı Dr. Üstün Ezer çalışmalarını anlattı.

 

 

KANSERE YAKALANDI OTELİNİ LÖSEMİLİ ÇOCUKLARA BAĞIŞLADI

 

Uzun yıllar Almanya’da yaşadıktan sonra yaklaşık sekiz yıl once  Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Turgutreis Mahallesi’nde Rahat Butik Otel’i yaparak turizm sektöründe hizmet veren iş insanı Memduh Hacıibrahimooğlu oteli eşi Elizabeth Hacıibrahimoğlu ile birlikte işletirken pankreas kanseri oldu. Bir yandan hastalık ile mücadele eden Hacıibrahimoğlu biryandada LÖSEV ile iletişime geçti. LÖSEV Başkanı Dr. Üstün Ezer yaptığı açıklamada “Memduh Bey’in rahatsızlığının pankreas kanseri olması LÖSEV Vakfı tarafından öğrenilince de tedavisi LÖSANTE Hastanesi Yetişkin Onkoloji bölümünde başlamış, bu süreçte Ankara LÖSEV köyümüzde eşi ile birlikte yaşayabilecekleri, dayalı döşeli bir evde kalmış ve kısa sürede sağlığına kavuşmuştur. Sayılı günleri kaldı denilen Memduh Bey, pankreas kanserinden sonra prostat kanserini de atlatarak iyileşmiş ve bu süreçte LÖSEV’i tanıdıkça vasiyet olarak ölümünden sonra bırakmayı düşündüğü otelin tapusunu vakfa devretmiştir. Eski butik otel tadil edilmiş ve 75 Lösemili ve Kanserli Çocuğumuzun kalabileceği bir çocuk köyü haline çevirilmiştir. 4 yıldır bu tatil köyünde mart ile kasım ayları arasında 3- 18 yaş arası çocuklarımız ve yetişkin kanser hastalarımız tamamen ücretsiz, dönüşümlü olarak tatil yapmakta, deniz havası alıp yüzmekte, gruplara özel organize edilen etkinliklerle dertlerini denize atıp, motive olmaktadırlar” diye konuştu.

 

 

LÖSEMİDE MORAL VE MOTİVASYON ÜST DÜZEYDE ÖNEMLİ

 

4 yıl önce 78 yaşında yaşamını yitiren Memduh Hacıibrahimoğlu’nun ardından çalışmalarını sürdürdüklerini belirten vakıf başkanı Ezer, Lösemi tedavisi en az 2 yıl süren zorlu ve çok masraflı bir süreçtir. Pandemi dönemi ile birlikte hepimizin hayatına aniden giren cerrahi maskeler Lösemili Çocuklarımızın yıllardır hayatlarındadır. Onlar küçücük bedenleri ile hastalıkla mücadele ederken kendilerini dışarıdan gelen virüslere karşı korumak için bu maskeleri takmak zorundalar. Ancak maske taktıkları için toplum tarafından dışlanarak, meraklı gözlere maruz kalmaktadırlar. Yaygın ve yanlış bir ön yargı Lösemili Çocukların bulaşıcı bir hastalığa sahip olduğu, bu sebepten maske taktıklarıdır. Dışarıdaki enfeksiyonlardan kendilerini korumak için maske takmak zorunda kalan Lösemili Çocuklar, hastalıkları bulaşıcıymış gibi iyileşme süreçleri sonrası da uzun zaman topluma karışmakta zorlanmakta ve ayrımcılığa uğramaktadırlar. Löseminin tedavi başarısında da yüksek bir paya sahip olan moral motivasyon lösemi atlatmış çocuklarımızın hastalıklarının tekrar nüksetmemesi için de en az sağlıklı beslenme, hijyen koşullarında yaşamak kadar önemlidir. Bu sebeple LÖSEV sayıları 50.000’e yakın kayıtlı hastalarının moral ve motivasyonu için projeler üretmeye, kalıcı eserleriyle onların da her bireyin sahip olması gereken olanaklara kavuşturmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

 

 

BODRUM’DAKİ TATİL KÖYÜNDE ÇOK MUTLULAR

 

Denize sıfır beş yıldız otel konforundaki tatil köyünde  LÖSEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşegül Çiftçi  ve Sosyal Hizmetler Yönetmeni Büşra Güngör öncülüğünde 26 çocuk ve 18 anne ile birlikte tatillerini sürdüren çocukların 10’ar günlük devreler halinde tatil yaptıkları belirtildi. Türkiye’nin farklı illerinden gelen çocuklar kampta sadece tatil değil Atatürk ilke ve inkılapları, Cumhuriyet, beslenme, insan hakları ve sağlık yaşam konularında eğitim alıyorlar. Her güne sporla başlayan ve ilerleyen saatlerde resim, seramik ve el sanatları atölye çalışmalarına katılan çocuklardan yaklaşık 300’ünün bu yılki kamp döneminden yararlanacağı belirtildi.

 

KANSERİ YENDİLER LÖSEV’İN AFİŞ YÜZÜ OLDULAR

 

LÖSEV 2021 Kurban Bayramı kampanyasına geçtiğimiz günlerde “Her Kurban Lösemili Çocuklara Can” sloganını 3 Lösemili Çocuğun birbirlerine sımsıcak sarılmalarıyla karelenen fotoğrafıyla birlikte duyuruldu, afişler tüm Türkiye’ye dağıtıldı. Lösemili arkadaşları için LÖSEV’in afiş yüzü olan 6 yaşındaki Asya Kocakaplan ve 5 yaşındaki Rüzgar Çetinkaya’da anneleri ile birlikte Bodrum’daki kampa katıldı.

 

 

BODRUM KAMPI ÇOCUKLARIMIZA VE BİZE İLAÇ GİBİ GELDİ

 

Rüzgarın Annesi Merve Çetinkaya  “Oğlumun lösemi tanısı iki sene önce kondu ve tedaviye başlandı. İki senedir LÖSANTE Çocuk ve Yetişkin Hastanesi’nde tedavi görüyor. Şu anda idame tedavisini bitiriyor. İyileşmiş çocuk olarak buraya tatile getirdik. İşin neticesinde bizim böyle bir tatil yapma imkanımız yoktu. Bağışçılarımıza çok teşekkür ederiz. Onların sayesinde burada tatil yapabiliyoruz. Diğer bağışçılarımızdan da aynı desteği bekliyoruz.” Diye konuştu. Asya’nın annesi Özlem Kocakaplan ise “Asya’ma 2 sene önce tanı kondu ve zorlu bir tedavi sürecinin ardından burada tatil yapabiliyoruz. Burası ilaç gibi geldi. Çok güzel bir yer. Biz bu hastalık dolayısıyla dışarıya çıkamayan bir aileydik. Pandemi de geldikten sonra hiç çıkamadık. Buraya gelerek bir nefes, bir oksijen aldık. Çocuklar rahat rahat gezdi, dolaştı, oynadı. Müthiş birşeydi. İlaç gibi geldi desem tam yerine oturmuş olabilir. Bize burayı bağışlayan, bağış yapan herkese çok teşekkür ediyoruz. LÖSEV bize hayat verdi. Bunu burada daha iyi gördük. Daha fazla bağış yapılmasını istiyoruz" dedi.

 

İYİLEŞMİŞ BİR LÖSEV ÇOCUĞUYUM VE BÜYÜYÜNCE DOKTOR OLMAK İSTİYORUM

 

Kampta bol bol denize giren, resim yapan ve eğitim çalışmalarına katılan çocukların mutlulukları yüzlerinden okunuyordu. 6 yaşındaki Muhammet Yiğit Kars söyledikleri ile görenleri şaşkına çevirdi ve şöyle konustu “Bildiğiniz gibi ben iyileşmiş LÖSEV çocuğuyum. Büyüyünce de doktor olmayı hayal ediyorum. Burada da LÖSEV’in bir posterini resmettim. Ama LÖSEV’in “ev” kısmını boyayamadım. Ama olsun yine de LÖSEV’E armağan etmiş oluyorum ve LÖSEV’e armağan ettiğim için de çok mutluyum. Ben daha önce Bodrum’a gelmiştim ve bütün dalga seslerini duymuştum ama hiçbiri LÖSEV’in dalga sesinden güzel değil. Bir tanesi bile… LÖSEV’i çok seviyoruz” 

 

 

EZER, “LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR EN GÜZEL TATİLİ HAKEDİYOR”

 

Vakıf başkanı Ezer açıklamasının sonunda “Dile kolay, 3 sene boyunca çok ağır tedaviler almak, kemik iliği ve Radyoterapi (Işınla tedavi) olmak, saçları dökük, maske ile hastanede aylarca yatmak hiç de kolay değildir. Bizler maske takmaya 3 ay, evde oturmaya 15 gün dayanamadık. Onlar tam 4 sene boyunca yalnızca geceleri uyurken maskelerini çıkarıyorlar ve neredeyse 3 sene içerisinde yalnızca hastaneye giderlerken dışarı çıkabiliyorlar. Lösemili çocuklar LÖSEV’in Bodrum Turgutreis Çocuk Tatil Köyü’nde en güzel deniz tatilini yapıyorlar. Ama onlar iyileştikten sonra çok daha güzel bir yarımadada su kaydıraklarında kaymalı, açık büfelerde canları çektiği her şeyi yiyebilmeli, kuş tüyü yastıklarda yatabilmeli ve gönüllerince eğlenmelidirler. Onlar bugüne kadar içlerinde biriktirdikleri tüm dertleri, acıları ve sıkıntıları denize dökebilmelidirler. Biz büyükler onlardan özür dilemeli ve kendimizi affettirmeliyiz. Çünkü onları biz elimizle lösemi ve kanser yaptık. Yedikleri, içtikleri her şeyin içerisinde, soludukları havada, kullandıkları suda, cep telefonu ve bilgisayarındaki kanserojenleri onlara biz veriyoruz. Bu nedenle Lösemili ve kanserli tüm çocuklarımızı yalnız bırakmamalı, saraylarda yaşatmalı ve altın çeşmelerden sağlıklı temiz sular, açık büfelerden canlarının istediği her şeyi yiyebilecekleri bir yaşam sunmalıyız. Bizim sözümüz sözdür, bir gün olacaktır” diye konuştu.

 

 

 

 

 

 

Tarih: 09-07-2021

FACEBOOK YORUM
Yorum