içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Türkiye Cumhuriyeti İlelebet Payidar Kalacaktır..

 

Bir iki gündür düşünüyorum. Cumhuriyet Bayramı yaklaşıyor. Bir şeyler yazayım diye. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve 29 Ekim 1923’e gelene kadar yapılan Milli Mücadeleyi yâd edeyim. Atatürk ve Kuvayı Milliye ’nin eşsiz gücünü, inancını yâd edeyim. O yıllarda kadın, çocuk, köylü, kentli, yaşlı, genç her bir vatan evladının yokluk içinde vatanını canı pahasına korumak için savaşırken hissettikleri duyguları yâd edeyim…

Hatta yazdım da biraz bir şeyler. Yazdığım yazıyı tam ANTERHABER yayın yönetmenine gönderecekken, televizyonda canlı yayınlanan bir program dikkatimi çekti. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan birçok kanalda canlı yayında özel bir haftanın etkinliklerinin açılışını yapıyor. Koca puntolarla altyazı geçiyor. “MEVLİD_İ NEBİ HAFTASI”

Cehaletimi bağışlayın ama ilk defa duyduğum bir etkinlik. Merak ettim. Hemen internette araştırmaya başladım. Nedir bu haftanın açılımı? Özellikleri nelerdir? Hangi tarihten itibaren kutlanıyor?  Gibi benzer sorulara cevap aradım. Cevaplarımı da buldum

İlk olarak, 2019 yılında 10 Kasım’a denk geldiğini bilgisine erişince geçen yıl da aynı duyguları hissettiğimi hatırladım. Detaylı araştırınca daha önce birçok kez 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında kutlanan Kutlu Doğum Haftası’nın adının değiştirilip Mevlid-i Nebi haftası olarak güncellendiğini ve önümüzdeki yıllar boyunca Hicri takvim uygulamasıyla kutlanmaya devam edileceğini öğrendim.

Diyanet İşleri Başkanlığının açıklamasına göre

Mevlid-i Nebi Haftası, Kutlu Doğum Haftası ismiyle 1989 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tamamen kendi inisiyatifiyle ve Türkiye'deki ilahiyat birikimiyle istişare ederek planladığı ve uygulamaya koyduğu bir haftadır. Bu hafta, kanunların verdiği yetkiyle ortaya çıkmış 29 yıl boyunca tefekkür dünyamıza hayat vermiş ve yakın tarihimizde milletimizin zihinlerine yerleşmiştir. “Hz. Peygamber'i anmaktan anlamaya" düsturuyla gelişen Peygamberimizin örnekliğini ve insanlığa takdim ettiği değerleri anlamayı, toplumumuzun her kesimine ve gönül coğrafyamıza anlatmayı ve tanıtmayı, günümüz problemlerine nebevi referanslarla çözüm üretmeyi ve milletimizde var olan Peygamber sevgisini pekiştirmeyi amaçlayan, bir haftadır. 

2003 yılına kadar sadece Ankara'da bir sempozyum, il ve ilçelerde ise konferans ve paneller düzenlemek suretiyle tertip edilen Kutlu Doğum etkinlikleri, 2004 yılından itibaren yurt içinde ve yurtdışında gerçekleştirilen çeşitli etkinliklerle yeni bir boyut kazanmıştır. 29.11.2017 tarihli ve 30255 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan “Kutlu Doğum Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutlama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"le haftanın ismi “Mevlid-i Nebi Haftası" olarak ve kutlama tarihleri de Hicri takvime göre Rebiülevvel ayının 12 nci günü başlayacak şekilde değiştirilmiştir.  

 

Bu bilgilere eriştikten sonra bir karşılaştırma yapmaktan vazgeçtim. Gerek görülmüş uygulanmaya başlanmış diye değerlendirdim. Hepimizin inanç özgürlüğü var ki bu inanç özgürlüğü hakkını da Cumhuriyet sayesinde kazandığımız gerçeğini unutmamamız gerekir. Büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede yaşıyoruz. Tabi ki İslam dinini, felsefesini ilim irfan yoluyla tanımak, anlamak insanımıza yeni bir boyut kazandıracaktır…

 

 

CUMHURİYET BAYRAMI…

Bu gün anladım ki bu yıl, çocukluğumdan itibaren gururla, neşeyle, coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri yapılmayacak. Bilindiği üzere son yıllarda resmi bayramlarımız arzu ettiğimiz şekilde kutlamamamız için birçok neden gösteriliyor. Bu yıl nedenimiz zaten hazır. Pandemi…

Pandemi de olsa yine de kutlamalar yapılır hissi vardı içimde. Çünkü “Cumhur “ demek halk demektir. Cumhuriyet Bayramı halkın bayramıdır. Belki Belediyeler etkinlikler düzenler. Evlerimize bayraklar, Atatürk posterleri gönderirler. Caddeler sokaklar, balkonlar, pencereler şenlenir. 50. yıl marşında Bekir Sıtkı Erdoğan’ın dizelerinde dile getirdiği gibi

“Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu

Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu…”

Der,  o coşkuyu kısmen de olsa hissederiz. Ne dersiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız mutlaka kurumlar ve kurum yetkilileriyle resmi kutlamaları layığıyla yapacak. Daha önceki resmi bayramlarda olduğu gibi, tüm yayın organlarından kurum ve kurum yetkilileri aracılığıyla resmi kutlamaların yapıldığını halka duyuracak, ulusal ve uluslararası mesajlarını yayınlayacak. Fakat Cumhuriyet Bayramı’nın halkın bayramı olduğu gerçeği ortadayken, halk nasıl kutlayacak ben onu merak ediyorum.

Evet, Pandemi gerçeği hayatımızı olağanüstü zorlukların içine soktu. Bunun bilinciyle yaşıyoruz uzun zamandır. Toplumun büyük bir kesimi kurallara riayet ederek hayatını sürdürmeye çalışıyor. Yine de düşünmeden edemiyorum. Pandemi gerçeği sadece resmi bayramlarda mı aklımıza geliyor? Birkaç gün önce ekranlardan gördüğümüz Malatya il kongresinde yok muydu? Futbol maçlarına seyirci alınırken yok muydu? Çeşitli açılış etkinlikleri yapılırken yok muydu? Yayın organları sayesinde gördüğümüz gece kulüplerindeki eğlencelerde yok muydu?

BENİM EN BÜYÜK ESERİM CUMHURİYETTİR… / MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Bilgi sahibi olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Eğer 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmeseydi bir kadın olarak ne okumayı öğrenebilirdim ne de yazmayı…

 Aslında hepimiz şanslıyız. Ulu Önder Atatürk’ün “En büyük eserim“ dediği Cumhuriyet’in getirdikleri sayesinde bu gün okuyabiliyoruz ve yazabiliyoruz ve birçok insani haklara onun sayesinde sahibiz.

Cumhuriyet devlet ve hükümet başkanının halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının sürekli olarak belirli bir aileye (monarşi) veya gruba (oligarşi) ait olduğu yönetim biçimlerine tepki olarak ortaya çıkan cumhuriyet, günümüzdeki devletlerin büyük çoğunluğunun uyguladığı yönetim biçimidir…

Bu bilinçle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak,  ben evimin balkonunu bayraklarla Atatürk posterleriyle şenlendirip, Atatürk ve Cumhuriyetimizin kuruluşunda emeği geçen her bir vatan evladını minnet ve saygıyla yâd ediyorum… İster kutlansın ister kutlanmasın, fakat bilinsin ki Atamızın en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır… CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!

Sevgi ve Dostlukla

AYSER ÖZBULUT

 

 

 

 

Bu yazı 12446 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum