içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

PATLAYAMADI GİTTİ BU TURİZM. ESNAF DİNAMİT GİBİ..

PATLAYAMADI GİTTİ BU TURİZM. ESNAF DİNAMİT GİBİ..

Bu yıl çok fazla turist gelecek, fuarlarda bunu başardık diye demeç veren turizmciler şu an ne yapıyor acaba? Gerçekten Bodrum’da ne kadar turist var? Bütün oteller dolu mu? Esnaf mutluluktan uçuyor mu? Sahillerdeki, plajlardaki işletmeler dolu mu? Halıcı, kilimci, boncukçu esnaf mutlu mu? Günlük tekneler dolu mu? Güzelim Bodrum mutfağından lezzetler sunan restoranlar dolu mu? Gece kulüpleriyle dünyaya tanıtılan Bodrum geceleri dolu mu? Ve bu işletmelerin sahipleri, fahiş fiyatlarla ödedikleri kiraları çıkarabilecekler mi? Ya da üç ay çalışıp on iki ay yetecek gelir elde edebilecekler mi?

 

 

BODRUM YILLARDIR HA PATLADI HA PATLAYACAK…

Yirmi yıldır Bodrum’da yaşıyorum. Her yıl aynı öngörüyle karşımıza çıkıyorlar Bodrum’un turizmcileri. “Bu yıl turizm patlaması olacak” Patlayamadı gitti bu turizm. Belki de ters ifade kullanılıyor. Çünkü her geçen yıl azalan turist sayısı Bodrum’u patlama noktasına getirdi.

Ülke genelinde dalgalı siyaset ve ekonomik kriz şüphesiz etkiliyor bu durumu. Çünkü millet olarak hiç “Ben ne yapıyorum ya da ne yapmıyorum  ” noktasını sorgulamıyoruz. Her sezon bir sebebimiz var bizim dışımızda gelişen, bahanelerimiz var bizi etkileyen.

Hadi son sebebimiz de bitti.  23 Haziran İstanbul seçimleri biteli, her şeyin çok güzel olacağına dair umudun ilk adımının gerçekleşmesinin üzerinden on gün geçti. Bodrum turizmden ekmek yiyen bir kent ve bir türlü doksan günden öteye gidemedi turizm sezonu. Şimdi soruyorum size üç ay çalışıp on iki ay geçinmek için yatırım yapan turizmciler, Bodrum’da turizm patladı mı?

NEDEN BAŞARISIZ OLDUKLARINI KABUL ETMİYORLAR?

Açıkçası üzülüyorum. Sezon başlamadan bir sürü sözler veren yerel yönetim organları, Odalar, Sivil Toplum Örgütleri, Belediye başarısız olduklarını neden kabul etmiyorlar. Yirmi yıldır benim gözlemim ki daha öncesi de var, bir gurup yöneticiler Yerel yönetimlerin, Turizmle alakalı odaların, Sivil Toplum Örgütlerinin başında ya da yönetim kurulunda yer alıyorlar. Padişahlık sisteminde olduğu gibi saraydan atanırcasına. Değişim dönüşüm gibi tasaları yok. Vizyon ve misyonları da ancak kendi çaplarında, ulusal ya da dünya çapında olma seviyesine ulaşamadılar bir türlü. Kısaca başarısız olduklarının farkında bile değiller. Her sezon başında aynı türküyü söylüyorlar.

Vatandaşı kandırmanın bir anlamı yok, işin garip tarafı işletmelerde sezon başında verilen sözlere inanıyor ve sezon başında birçok yatırım yapıyorlar. Sezon başlıyor, bahaneler sıraya diziliyor. Okullar tatil olsun,   İstanbul seçimi bitsin,  Almanya’da fuara gittik,  Polonyalılar gelecek, Ruslarla bağlantılar yaptık,   şöyle olacak böyle olacak…

Turizm sektöründe varlık göstermeye çalışanların, aynı vizyonla, aynı misyonla, aynı koltuklarda oturup bu başarısızlığı aralıksız sürdüren yöneticileri tartışması gerekmiyor mu?

Bodrum’a turist getirmek için gittikleri fuarlarda ne yapıyorlar?

 

 

BODRUM’U NASIL TANITIYORLAR Kİ BU KADAR AZ TURİST GELİYOR?

Merak ettiğim bir konu daha var. Türkbükü kalabalık hareketli deniliyor. İstanbul işletmeleri geliyor, haziran ayı sonuna kadar tadilat yapıyor. Ağustos ayı sonunda toparlanıp geri dönüyorlar.  Türkbükü sakinleri Türkbükü’nde kalıyor. Bunun Bodrum’a faydası ne?

Bodrum, Bitez, Ortakent, Turgutreis, Yalıçiftlik, Mumcular, Gündoğan, Torba hatta Gölköy’deki sahillere baktınız mı?  Öyle sahiller halkındır, iskeleleri yıkacağız, halk plajları açacağız deyip adil olmayan şekilde yapılan müdahaleler Tribüne oynamaktan öteye geçmiyor maalesef. Bodrum ekmeğini Turizm sektöründen kazanıyorsa düzgün Turizm politikası geliştirip, adil bir uygulama yapmak gerekir. Ha sadece Bodrum’da yaşayanlara ya da Türk turiste hitap etmek isteniyorsa bu fikrin üstüne soğuk su içmeniz gerekir. Türkiye ekonomisi ortada çünkü.

Bodrum koyları, sahiller boş. Restoran ve gece kulüpleri günü kurtaracak kadar bile müşteri bulamıyor. Bodrum esnafı, salı günlerini iple çekiyor. Feribottan inenler Bodrum pazarına giderken yol üstündeki bir iki dükkâna uğrar birkaç kuruşluk alışveriş yapar diye hayal kuruyorlar. Koskoca limanımız var, ayda bir iki gemi gelecek de Bodrum ihya mı olacak?

 

SİYASETÇİ - TURİZMCİ ASIM BAŞARAN KONUŞTU

 

Bodrum ‘da siyasetin önde gelen isimlerinden ve turizmcilerinden Feribot işletmecisi Asım Başaran ile ufak bir bilgi alışverişinde bulunduk. Yılda 22 adet cruise gemisinin limana yanaştığını, birkaç saatliğine Bodrum’u ziyaret ettiğini. Göründüğünden farklı bir şey olmadığını, Bodrum’a faydasının yeterli olmadığını ifade etti. “Ben yıllardır Turizmin içindeyim, Bodrum’da uzun yıllar siyaset yaptım yerel yönetimlerin Bodrum Turizmi ile ilgili yıllık ya da üç yıllık beş yıllık reel bir planı yok. Kâğıt üstünde her şey yazılır, çizilir. Önemli olan uygulamadır. Cruise gemileri için hazırlanan destinasyonlar üç yıl öncesinden programlanır. Her geçen süreçte bir sonraki yıl daha fazla turistin Bodrum’a girdiği öngörüsüyle sezona başlıyoruz. Fakat başarısız yöneticiler yüzünden sonucun her defasında hüsran olduğunu görüyoruz. Ben maalesef güzel bir tablo çizemiyorum mevcut durum için. Ülke genelinde ve yerelde Aslında cruusee gemilerinin de küçük olanları Bodrum limanına uğruyor. Tur operatörleri tarafından anlaşmalı dükkânlara götürülüp tekrar gemiye naklediliyorlar. Gene Bodrum esnafı fayda görmüyor. Turizmci ülke genelinde ve yerelde psikolojik olarak bile hazır değil turist ağırlamaya”  ifadesinde bulundu…

*******

Şunu sormak istiyorum. Bodrum’da yaşayan halk, esnaf, turizmci ne istiyor?

Gelen Türk turistle idare etmek mi istiyoruz? Sahilleri doldurmak mı istiyoruz? Yoksa yabancı turist gelsin döviz getirsin ekonomiye can gelsin mi istiyoruz? Yoksa denizimizi, güneşimizi, binlerce yıllık tarihimizi, kendimize saklamak mı istiyoruz? Bunları düşünmeliyiz!

Otellerde olan turisti her şey dâhil sistemi yüzünden otelden dışarı çıkaramıyoruz. Gemi ile gelen turisti Bodrum sokaklarında gezdiremiyoruz. Gözümüzü yerli turiste dikmişiz, bekliyoruz ama artık yerli turistin de parası olmadığını ekonomik anlamda Türkiye’nin zor durumda olduğu gerçeğinden uzaklaştığımız müddetçe hiçbir konuda başarı gösteremeyeceğimizi bilmemiz gerekir. Sezon sonunda her yıl olduğu gibi iflas eden işletmelerin ardından enkaz kaldırmak Bodrum’a hiçbir şey kazandırmaz.

Turizm ile ilgili eski bir bürokratın ifadeleri aklımda kalmış. “Bodrum’da yetiştirdiğimiz sebzeyi meyveyi bir Alman’a, bir İngiliz’e, bir Rus’a yerinde yedirebildiğimiz zaman başarmış oluruz. Ürettiğimizi yabancı turiste tükettirebildiğimiz zaman dünyaya açılmış oluruz. “ Bu işe topraktan mı başlasak, biraz kırsal turizm ile ilgilensek mi acaba?

Belki bu sezon için çok geç. Ülke genelinde değişim başladı. Yavaş yavaş Bodrum’da da değişim başlamalı.  Yerel yönetimleri, Odaları, Sivil Toplum Kuruluşlarını, Belediyeyi bireysel ya da siyasi menfaatlerine değil, Bodrum adına çalışmaya davet etmeliyiz.. 

Her birey kendi üzerine düşeni yapmalı. Köşesinde oturup armut piş ağzıma düş mantığı ile bir adım öteye gidemeyiz. İşimize kentimize kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız…

Sevgi ve dostlukla…

Ayser Özbulut

Bu yazı 8615 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum