içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

AB’nin görüşmeleri askıya alması, gençlerin yurt dışına kaçma isteği, gelinen sürecin bir sonucu

Aydoğan “A.B. ile görüşmelerin, 40 yıllık bir sürecin sonunda askıya alındığı, gazetecilerin makul dışı tutuklama süreleri ile hapiste bulunduğu, cumhurbaşkanına ‘ima’ yoluyla hakaret edildiği suçlaması ile vatandaşların yargılandığı ülkemizde  gençlerin   neden başka ülkelerde yaşamak istiyor diye kamuoyu araştırmaları yaptırmak, bunun için para harcamak, kafa patlatıp uzun tartışmalar yapmak da anlamsız, sadece malumun ilanı” dedi.

 

Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan Aydoğan Hukuk Bürosu’nun yöneticisi  Av. Nazlı Aydoğan,  Anadolu Ajansı muhabirin iki bakana yönelttiği suç örgütü lideri Sedat Peker ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili olarak özel açıklamalarda bulundu.

 

BAKANA SORU SORMASI NEDENİYLE GAZETECİ İŞİNDEN EDİLİR Mİ?

 

 Aydoğan açıklamasında “Türkiye’nin son iki haftadır en çok konuşulan gündemi, pandeminin değil Filistin değil, ekonomik kriz veya kripto para piyasası dolandırıcılığı değil, gündem bir Türk vatandaşının yurtdışından yayınladığı sosyal medya videoları. Videoların içeriği, doğrusu yalanı ile Türkiye’nin gelmiş geçmiş en önemli yöneticilik pozisyonlarında bulunan memurlarını da hedef aldığından her yaştan ve her kesimden insanın konuştuğu, sorguladığı ve kendisince bir değerlendirme yapmaya çalıştığı bir olgu haline geldi.
Hal böyleyken de, bir gazeteci bu ülkenin en önemli yöneticileri olan bazı bakanlara, Türkiye’nin en önemli gündemi olan, bu konu ile ilgili bir soru yöneltti. Anayasamıza göre, demokratik bir hukuk devleti olan ülkemizde, hiçbir anormallik içermeyen bu kısa olay şimdi ise kendi başına yeni bir gündem haline dönüştü. Neresinden bakarsak şaşırılacak bu durumun neticesinde, gazetecinin iş akdinin feshedildiğini yani gündelik dil ile işinden kovulduğunu da öğrendik. Acaba bu gazeteciyi işinden eden Türkiye’nin en önemli gündemi ile ilgili soru sorması mıydı? Sorunun muhatapları olan, ülkemizin en önemli işlerini yüklenen memurları, bir gazetecinin kendilerine soru sormasını bir şov olarak nitelendirdiler” diye konuştu.

 

DEMOKRASİ VE HUKUKUN PROBLEMLİ OLDUĞU BİR DÖNEMDEYİZ

 

Aydoğan açıklamasının devamında gazetecinin bizahati işinin soru sormak olduğunu belirterek “Buna niye şaşırılır ve şov denilir, herkes de bu duruma şaşırdı. Bu gazetecinin, iş akdinin feshinin, hangi hukuki zemine dayandırıldığı da, biz hukukçular için ayrı bir merak konusu, çünkü bir kişinin görevini yapması değil, yapmaması halinde iş akdinin feshi hukuken mümkün olur, aksi değil. Daha da ötesi, bu durumu izleyen diğer gazetecilerden ise gündemin en önemli konusu ile ilgili soru soran gazetecinin, kamikaze yapmış olduğuna dair değerlendirmeler duyduk. Buna da ayrıca şaşırdık. Elbette ki, böyle bir duruma şaşırmak için, ülkemizin halen demokratik bir hukuk devleti olduğunu kabul ediyor olmak gerekir. Çünkü gazetecinin, kendisine soru yönelttiği memurların, durumu şov olarak nitelendirmesi, durumu izleyenlerin ise bu gazetecinin kamikaze yaptığının düşünüldü bir ülkede, demokrasi ve hukukun da problemli olduğu tespitinin yapılması, hiç de zor değil. A.B. ile görüşmelerin, 40 yıllık bir sürecin sonunda askıya alındığı, gazetecilerin makul dışı tutuklama süreleri ile hapiste bulunduğu, cumhurbaşkanına ‘ima’ yoluyla hakaret edildiği suçlaması ile vatandaşların yargılandığı ülkemizde bir gazetecinin, işinin tanımı gereği, soru sorduğu için kamikaze yaptığının düşünülmesi, demek ki artık şaşırtıcı olmamalı. Görünen tabloda gençler neden başka ülkelerde yaşamak istiyor diye kamuoyu araştırmaları yaptırmak, bunun için para harcamak, kafa patlatıp uzun tartışmalar yapmak da anlamsız, sadece malumun ilanı” diyerek sözlerini tamamladı.

Bu yazı 8192 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum