içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Troya Müzesi, Avrupa Yılın Müzesi Ödülü 2020 (EMYA) İçin Listeye Seçildi

Avrupa Müzeler Forumu’nun 1977 yılından beri verdiği European Museum Of The Year Award (EMYA) müzecilik alanında tüm dünyada ilgiyle beklenen bir ödül.

Troya Müzesi, Avrupa Yılın Müzesi Ödülü 2020 (EMYA)  İçin Listeye Seçildi
Haberi Sesli Dinle

Troya Müzesi, Avrupa Yılın Müzesi Ödülü 2020 (EMYA) İçin Kısa Listeye Seçildi

ANTERHABER - Müzelerin günümüzde değişen sosyal, kültürel ve teknolojik içeriklerine, yenilikçi yaklaşımlarına, bağlam-içerik özgünlüğüne, kullanıcı ve çevresiyle kurduğu ilişkiye odaklanıyor.Bu yıl Birleşik Krallık Cardiff’de Wales Ulusal Müzesi’nde düzenlenecek törende açıklanacak olan Ödüller için Konsey; Troya Müzesi’ne 2 kez raportör ziyareti yaparak yerinde incelemelerde bulundu. Ödül için Troya Müzesi’nin de kısa listeye seçildiği açıklandı. İnceleme süreçlerinin ardından Nisan 2020’de Avrupa Müze Forumu Yıllık Konferansı’nın son gününde açıklanacak. Ödülü geçtiğimiz yıl Hollanda’daki Bilim Tarihi Müzesi Rijksmuseum Boerhaave almıştı.

Daha önce Türkiye’den ödülü alan müzeler ise;

1993: COUNCIL OF EUROPE MUSEUM PRIZE
İstanbul Arkeoloji Müzesi

1997: EUROPEAN MUSEUM OF THE YEAR AWARD
Anadolu Medeniyetleri Müzesi

2004: COUNCIL OF EUROPE MUSEUM PRIZE
Edirne Sağlık Müzesi

2014: EUROPEAN MUSEUM OF THE YEAR AWARD
Masumiyet Müzesi

2014: COUNCIL OF EUROPE MUSEUM PRIZE
Baksı Müzesi, Bayburt

 

 

TROYA MÜZESİ :

Troya Müzesi'ne Nasıl Gidilir?

Çanakkale – İzmir yolunun 25. km'sinde Tevfikiye Köyü istikametinde 5. km'de yer alır. İl merkezinden, Tevfikiye Köyü minibüsleri ile ulaşım sağlanabilir.

Troya Müzesi Giriş Ücreti: 42 TL

Troya Müzesi Ziyaret Saatleri

Haftanın her günü 08.30- 17.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz

Kaynak: Troya Müzesi

 

 

2013 yılında inşasına başlanılan, 90.000 m²’lik büyüklüğe sahip olan Troya Müzesi, müze teşhir, depolama, idari birimler, sosyal donatı mahalleri ile açık teşhir, peyzaj ve ziyaret alanlarından oluşmaktadır.

Müze üç kattan oluşmaktadır. Ziyaretçi her teşhir katına rampadan çıkarak ulaşabilmektedir. Müzenin teşhir alanlarına çıkılan rampanın toplam uzunluğu ise yaklaşık 480 metredir. 

Troya Müzesi’nde; Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan Troya ve kültürlerinin yaşamı ve arkeolojik tarihi, kazılardan çıkan eserler aracılığıyla anlatılmaktadır.

Ziyaretçiler müzeyi gezerken yedi başlığa bölünmüş bir hikâyeyi takip etmektedirler: Troas Bölgesi Arkeolojisi, Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönemde Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya’nın İzleri.

 

 

Müze ziyareti rampadan inerken başlamaktadır. Rampanın duvarlarında bulunan nişlerde Troya’nın farklı katmanları; mezar taşları, büyük boy heykeller, sahne canlandırmaları ve büyük boy fotoğraflarla anlatılmaktadır.

Müzenin giriş alanı olan, Troas ve çevresini konu alan sirkülasyon bandında ise devam eden sergi katları öncesinde ziyaretçiye bir oryantasyon sağlamak amacıyla arkeoloji bilimi; arkeolojik ve arkeometrik tarihleme yöntemleri, “neolitik, kalkolitik, tunç çağı, demir çağı, höyük, restorasyon, konservasyon” gibi terimler şemalar, çizimler, metinler ve interaktif yöntemlerle aktarılmaktadır.

 

Zemin Kat Bu bölümde Troas, coğrafyası ve arkeolojik kalıntılarıyla genel olarak anlatılmaktadır.

 

 

Assos, Tenedos, Parion, Alexandria Troas, Smintheion, Lampsakos, Tyhmbria, Tavolia ve İmbros kentlerinin tarihleri, kazıların kısa bilgileri ile pişmiş toprak figürinler, tıbbi aletler, taş ve kemik aletler, mermer eserler, altınlar, pişmiş toprak kaplar, masklar, heykelcik ve kuklalar ile cam eserler yer almaktadır.

 

Her kentin panosunda Troas Bölgesi’nde nerede olduğu işaretlenmekte ve kentin bir görseli yer almaktadır.

Zemin katta kentlerin pano üzerindeki tanıtımında eserleri veya adları basitçe açıklamayı hedefleyen, çocuklara yönelik keşif kutuları bulunmaktadır.

Dardanos ve Çan Tümülüsleri ile satraplık dönemine tarihlenen Altıkulaç Lahti bu katta yer almaktadır. Dedetepe Tümülüsü bir yansıtmayla yeniden canlandırılırken, Dardanos Tümülüsü’ne interaktif bir ekrandan girilip gezilebilmektedir. Müzenin ilgi odağı olacağı düşünülen Troas Altınları, bu katın merkezinde, özel aydınlatmalı ayrı bir odada sergilenmektedir.

Ayrıca bu kattaki hikâye yazı, resim, çizim ve çeşitli interaktiflerle zenginleştirilmiştir.

 

Birinci Kat

Serginin bu bölümü Troya’nın Tunç Çağı dönemlerine ışık tutmaktadır. Kronolojik bir sırayla Troya’nın katmanları ve gelişim evreleri anlatılır.

 

Tunç Dönemi zanaatı, gündelik yaşamı, çevre ilişkileri anlatılırken günümüze miras kalan bazı üretim biçimlerine de (kırsalda duvar işçiliği, dokumacılık, çanak-çömlek yapımı ve pişirme yöntemleri) atıfta bulunulmaktadır.

 

Troya’nın Tunç Çağı deniz ticaretindeki öneminin altını çizmek için tasarlanan gemi-vitrin ve geç Tunç Çağı sonunda kentin bir savaşla terk edilmesi hikâyesini temsil eden efektli yansıtma ise serginin çarpıcı bölümlerini oluşturmaktadır.

Bu bölümdeki rampada Tunç Çağı ile Klasik Dünya arasındaki geçiş anlatılır. İlk Demir Çağı’nın başında Deniz Kavimlerince istilaya uğrayan Akdeniz ve Anadolu’da Tunç Çağı’nın görkemli krallıkları, Hitit ve Miken Sarayları yıkılmış, Mısır Krallığı zayıflamış ve hakkında az şey bilinen karanlık çağlar başlamıştır.

Bu dönemde tamamen terkedilmeyen ve Ege’de ticari ve kültürel alışverişin devam ettiğini gösteren Troya protogeometrik çanak-çömlek buluntuları ile demir aletler bu bölümde sergilenir.

İkinci Kat

Bu katta Arkaik Çağ’dan Doğu Roma İmparatorluğu’na uzanan bir tarihi dönemde İlyada ve Troya Savaşı Destanı’nın bölgedeki sözlü geleneğe, inanç dünyasına, siyasete, mimariye ve sanata yansımaları ele alınır.

Troya Savaşı, ozanı, kahramanları, olayları, mekânları; sikkeler, çanak-çömlek ve mermer eserlerle beraber, çizimler, maketler ve dijital programlarla tanıtılır.

İlyada’da adı geçen Troas Kentleri’ne (Neandria, Kebrene, Larissa) haritalar, metinler ve eserlerle yer verilir. Troya Savaşı ve Troya’nın yıkılış hikâyesi kapalı bir alanda Attika vazoları ve gölge oyunundan esinlenmiş, dijital efektlerle kurgulanmış 3-4 dakikalık bir animasyonla anlatılmaktadır. Ayrıca Antik Dönemde bölgedeki maddi kültürün gelişim hikâyesini, tarihi olaylar (Xerxes’in Çanakkale Boğazı’nı geçerek Yunanistan’ı istilası, İskender’in Çanakkale Boğazı’nı geçerek Priapos’ta Pers ordusuyla savaşı, Roma imparatorlarının ziyaretleri gibi) çerçevesinde sunar.

Bölgede çekim merkezi olan Apollon Smintheus Tapınağı, Assos Athena Tapınağı, Parion, Aleksandria Troas ve Dardanos eserleri yer alır.

1994’te gün ışığına çıkarılan ve Troas’ta Pers hâkimiyetini (ve Troya Savaşı’nın gelişen olaylarını) temsil eden Poliyksena Lahti, Roma imparatorlarının heykelleri ve Parion’da 2012 yılında ortaya çıkarılan Triton (Kentauros) Heykeli bu katta sergilenmektedir.

Sergi teması, antik dünyanın mekânsal düzenlemesine (agoralar, forumlar, geniş tapınak avluları vs.) göndermede bulunarak ferah bir gezi güzergahı üzerinde büyük boy eserlerle görselleştirilmektedir.

Roma Dönemi ve sonunda büyük bir depremle Hisarlık Tepesi’nde yerleşim bitti. Ancak merkezi su kaynaklarına yakın bölgede Roma sonrası ve Doğu Roma Dönemi’nde yerleşim olduğu bilinmektedir.

17. yüzyıldan itibaren Ege ve Anadolu’ya gelen gezginler Troya efsanesinin geçtiği bu toprakları ziyaret ettiler, onu resmettiler, yeriyle ilgili tahminlerde bulundular. 19. yüzyıla gelindiğinde Ege’de antik döneme duyulan ilgi ve hayranlık ilk arkeolojik kazıların da başlangıcı oldu. Bu katta Doğu Roma Dönemi Troas ve çevresi konulu metin, harita ve görseller ile bu döneme ait heykel, yazıt, çanak-çömlek, haç, küpe gibi eserler bulunmaktadır.

 

Üçüncü Kat

Troya ve çevresinde yerleşim, beylikler ve Osmanlı Dönemi’nde devam etmiştir. Bu katta Osmanlı yerleşimlerini, Çanakkale Boğazı’nın Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarındaki önemini anlatan metin, gravür ve fotoğraflar kullanılmış; devam eden çanak-çömlek geleneği, taş işçiliği ve sosyal yaşam taş eserler, sikkeler ve seramiklerle verilmiştir.

Ayrıca bu katta 19.yüzyıldan bu yana devam eden kazıların tarihi ve hikâyesi ele alınır.

Arkeologların kazı hikâyeleri (Calvert’in Troya civarındaki ilk kazıları, Schliemann’ın “Priamos Hazineleri’ni” kaçırması ve hazinenin 20. yüzyıldaki hikayesi,

Dörpfeld’in Troya’daki 46 yapı aşamasını saptaması,

1932-1938; Korfmann’ın Troya Milli Parkı ve Dünya Miras Listesi’ne girmesindeki katkısı ve 9 katmanın yeniden tarihlenmesi 1988-2005 ve son dönem kazıları) anlatılır.

Tarih: 10-12-2019

FACEBOOK YORUM
Yorum